Uğrun, Üğrünü, Uğul

Category:

By

/

1 minute

read

Bu şarkıya çocukluğumdan aşinayım. Ama öyle bi yerlerde kulağıma çalınan, ilgimi celb etmeden, cezbine kapılmadan denk gelip öyle geçip gittiğim bir şarkıydı bu. Bundan on yıl kadar evvel, elimde telefon, yatağıma gömülmüş, youtubing yaparken rastladığımda çarpıldım oysa. Neden bilmiyorum, müzik tekniğinden pek anlamam ama Müge Tosun’un icrası bana gerçekten çarpıcı geliyor. Ses tonu, enstrümanı icrası ve türkünün uyumu olsa gerek. Çarpıldığımda, yine aşina olduğum ‘üğrünü’ kelimesini düşünmüştüm; Ne demek bu diye? Hatta gecenin bir yarısı bir arkadaşıma gönderip, espriyle ‘üğrünmek ne demek?’ diye sormuştum. Bu kelime üzerine düşündüğümüzü, benim geceleyin o çarpılma halime epey bir gülüştüğümüzü hatırlıyorum. Hacıbektaş’ta üğrünmek gibi melez, uydurma birçok değişik kelime var. Pek çok taşra yerleşiminde olduğu gibi. Gülten Akın’ın böyle kelimeler üzerine çalışmalar yaptığını biliyorum. Ben de biliyorum böyle pek çok kelime ama üzerine ayrıntılı düşünmedim ya da bir yerlere istiflemedim bunları. Aslında mühim tabii. Bu türküyü bugün yine dinleyince ve tüketmediğim için yine çarpılınca birkaç kelimeyi bıralara yazayım didim. Uğrun, kullandığım fakat manasını yakın zamanda öğrendiğim bir kelime. Gizli(ce) anlamına geliyor. Üğrünü üğrünü ya da uğrünü uğrünü bu şarkıdaki… Salına salına anlamına geliyor. Bir noktayla farklılaşan birbirine zıt sayılabilecek farklı manalara gelen iki ayrı kelime. Bi de annemin uydurduğu bir kelime var. Uğullemek. Sallamak manasında kullanıyor. Hepsi birbirine yakın söylenişleri ve zıt da olsa, yakın da olsa birbirini çağırıştıran manaları olan kelimeler. Üğrünü üğrünü gelirler dereden…

Leave a comment